top of page

TEVEKKÜL KAVRAMI ÇİZGİSİNDE (mi) HÜRRİYET ?

  • Yazarın fotoğrafı: Nergis
    Nergis
  • 3 May
  • 2 dakikada okunur

Bir şeye inanma dürtüsü olmadan varlığını sürdüremeyen varlık: İnsan.

Medeniyyet basamaklarını bir bir çıkmakta ve çağlar boyunca pek çok kez karanlıkta kalmış olmasına karşın ilmin ışığında yürürken yolunu aydınlatmayı öğrenen, insan. En ana baba materyalist zihniyetlerin hüküm sürdüğü topraklarda dahi ister metafiziki ister spiritüel olarak adlandıralım, insan inanç ve yaşayış biçimlerinden vazgeçememiştir, zira kendisi sarkacın ucundaki bir aksândan farksız. Materyalizmle en üst noktaya ulaştım dediği anda kendisini her dâim spiritüalizmin kucağında buldu. İnsan unsuru denklemden elini eteğini çekene kadar bu münazara bitmeyecek. Zira içerisinde bulunmaktan kıvanç duyduğum memleketimizde pek çoğumuzun aynı dine mensup olduğunu düşünecek olursak bizim yakın tarihimizde de durum az buçuk böyledir. İnanmaya, inanabilmeye hem biyolojik hem ruhâni olarak bu kadar muhtaçken, özellikle günümüzde de sıkça duyduğumuz hak, hukuk, adalet çağılarına sessiz kalanlar, ki dikkat edin bu insanlar bizimle aynı din çatısı altında birleşmekten asla gocunmazlar, yâhut Doğu Türkistan'da, Gazze'de, İran'da, hattâ bizâtihi kendi ülkesindeki ve dünyanın dört bir bucağında var olan zulme sözde "Tevekkülle" boyun eğen insan, yaradanının görmek istediği bir müslüman mıdır sizce ?

Kendi dinimiz ve diğer kitabi dinlerde evrensel olan pek çok kaideye kulaklarını tıkayan sözde inançlı ve ahlâklı güruhlar, bir konuya muhalif yahut zulmün sesi olmak isteyen insanları neden her daim bozgunculukla suçlarlar ? Onlardan daha dürüst, inandığına sadık bir davâ insanı olduğu için mi, yoksa bir zulüm karşısında ses çıkaramayacak kadar korkak oldukları için mi bu denli huysuzlar ?

Her inkişaf sıçramalarıyla kendini imâr ve inşâ eden insan, 21. yüzyıla gelince ne oldu da değerlerine bu kadar yapaylaştı ve yabancılaştı diye sorarsanız açıklaması güç. Âkele kökü bile kutsal kitabımızda 48 yerde geçiyorken, ey pek sevgili müslümanlar suâl ederler size, aklınız da pek alâ yerinde ise şayet, tevekkül kavramınız hangi çizgide olursa olsun, şeksiz şüphesiz imân etmekte ve gönlünüzü hoş tutabilmekteyseniz, tevekkül kavramı çizgisinde midir hürriyet ? Ya yaradan, bazı gafillerin kıymetli değerlerinizin üstünü ve hem zihni hem fâni bedeninizi hiçe sayarak çizmiş oldukları çizgiyi aşma cehdini göstermenizi ve zulme ses çıkarabilme imtihanınız için sizi sapkınlar ile şu çivisi çıkmış çağda imtihan ediyor ise, suâl ederler size:

"Tevekkül kavramı çizgisinde midir HÜRRİYET ?"

 
 
Yazı: Blog2_Post
bottom of page