Elinizden geldiğince, elimizden geldiğince...

Sıkıntılı şu günlerde aklıma Tolstoy'un düşündürücü ve aynı zamanda da iç burkucu cümlesi gelir. ''Şikayet ettiğiniz yaşam, belki de bir başkasının hayalidir.''

Zor günlerden geçiyoruz, işin dini veya bilimsel boyutu kişisel olarak değerlendirilecek olursa birçok örnek verilebilir, birçok teori ortaya atılabilir tabii ki ama ben yazımda olayın daha farklı boyutuna değinmek istiyorum, şikayet edilen rutinleri tabiri caizse mumla aramaktan bahsediyorum..

Hani şu sosyal medyada, bana netflix bir de spotify verin şu evden ( genelde dağ evidir) hayatta çıkmam diyen tipler, ne oldu, bakıyorum çağın nimeti wifi evde tutmaya yetmedi galiba bu sefer sizleri ?

O öfleye pöfleye kalktığımız yataktan saatlerce çıkmıyoruz şimdi, sağ olsun sağlıkçılarımız bizim için adeta kahramanca savaşıyorlar. ❤ Allah onları başımızdan eksik etmesin, ama ben her şeyin bir sebebi olduğunu düşünen ve tesadüflere pek inanmayan biri olarak bu sıkıntılı günlerde içsel olarak kendi özümüzü keşfetmenin, biraz sineye çekilip kendimize zaman ayırmanın önemine değinmek istiyorum.

Hepimiz risk altındayız, yaşlı genç ayırdımı olmaksızın risk altındayız. Dikkatli olmamız, gerekmedikçe ( herkes bazılarımız gibi şanslı değil maalesef, sakin ol champ evdeyim diyemiyor çoğu insanımız ama.. neyse ) sokağa çıkmamamız gereken şu günlerde depresif bir mod takınmaktansa, bu durumu kendi lehimize çevirme taraftarıyım.

En son ne zaman bu kadar evde kaldınız ? Aramızda istisnalar elbette olacak ama onlar kaideyi bozmaz diyerek yazıma devam ediyorum. Ben de bu kafileye dahil olmak üzere bir çok kişi hayatımızdan bir haberdik. Bir hayat koşturmacasıdır gidiyor, koş babam koş, iyi de arkadaş bu hayat nereye gidiyor, niye gidiyor, nereden dönüyor diye soran yok. Sanki hepimiz birer hamster'ız da çarkın içinde dönüp duruyoruz. Sonra bir şey o çarkı sarsmaya başlayınca biz de başlıyoruz huysuzlanmaya, sırası mı yani dimi ? Herkesin işi gücü var, doğru evet herkesin işi gücü var ama, biz kendi planlarımızı yaparken hayat da kendi planlarını yapıyor maalesef, buna kader veya doğanın intikamı mı dersiniz yoksa yüzyılın gazabının, faturayı biz 21.yy nesline kestiğini mi düşünürsünüz bilemem ama durum çok ciddi ve bildiğim tek bir şey varsa o da bu pandemide elinizden geldiğince beden sağlığınızı koruduğunuz kadar mental sağlığınızı da korumaya çalışmanız olacaktır. Her türlü iğrenç senaryo kulaktan kulağa yayılırken ve her birinin de olma olasılığı gerçekliğe çok yakınken bu kadar kirli bilgi sosyal medyada kol gezerken sizi mantıklı ve sakin kalmaya davet ediyorum.

Dürüst olmak gerekirse başta hiç birimiz bu durumu önemsemedik çok fazla, işin bu boyuta varacağını kimse tahmin edemezdi sonuçta, nasıl olsa Türkler her şeyin üstesinden gelirdi, hepimizin kafasında bu düşünce yatıyordu, zaten sorun da buydu, sadece yatıyordu :)

Elbette bu günler de geçer, neler neler atlatıldı bu da atlatılır, atlatılır atlatılmasına ama sonrasında neler olur, bizi hangi krizler veya fırsatlar bekler bilemiyorum, sizler en iyisi mi elinizden geldiğince dikkat etmeye çalışın. Elinizden geldiğince diyorum çünkü hepimiz eşit fırsatlara sahip değiliz bunu çok iyi biliyorum. Herkes evinde oturup yeşil çayını yudumlarken yogadan sonra hangi puzzle'ı yapsam diye düşünemiyor . Hayat herkese eşit olmadığı gibi bu pandemide de eşit olamadı maalesef, ama şunu sakın unutmayın, fikirlerimizi özgürce belirteceğimiz , daha kaliteli bir yaşamın hayalini kuruyorsak, daha iyi bir hayat istiyorsak, önce hayatta kalmamız gerekiyor :)

Elinizden geldiğince

Hayatta kalmaya çalışın

Elinizden geldiğince

Sağlıcakla kalın..

(bu aralar en iyi dilek bu olacak sanırım)

❤